Finansal Kiralama Tanımı:
Öncelikle finansal kiralama tanımını irdelediğimizde;
Finansal Kiralama Tanımı:
VUK Madde 285-290’a göre finansal kiralama, kiracıya bir varlığın ekonomik ömrünün büyük bir kısmını kullanma hakkı veren ve mülkiyetin devriyle sonuçlanabilen bir kiralama türüdür. Finansal kiralama yoluyla edinilen varlıklar, kiracının bilançosunda maddi duran varlık olarak kaydedilir.
Finansal kiralama sözleşmesiyle edinilen varlıklar (örneğin, makine, araç, ekipman), kira süresi boyunca veya varlığın ekonomik ömrüne bağlı olarak amortismana tabidir.
İşletmede bir yıldan fazla kullanılan ve yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunan gayrimenkuller ile gayrimenkul gibi değerlenen iktisadi kıymetlerin, alet, edavat, mefruşat, demirbaş ve sinema filmlerinin Vergi Usul Kanununa göre tespit edilen değerinin belli oranlarda yok edilmesi amortisman mevzuunu teşkil eder.
213 sayılı Kanunun 313 üncü maddesi uygulamasında, işletmede bir yıldan fazla kullanılan, yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunan ve envantere dahil bulunan iktisadi kıymetler için amortisman ayrılması mümkün bulunmakta olup, amortisman ayrılmasına iktisadi kıymetlerin aktife girdikleri hesap döneminden itibaren başlanması icap etmektedir. Aktife girme kavramı, iktisadi kıymetin iktisap edilerek defter kayıtlarına geçirilmesini, değerleme gününde envantere dahil olmasını ve kullanılmaya hazır halde bulundurulmasını ifade etmekte olup, iktisadi kıymetin işletmede fiilen kullanılmaya başlanması gerekli bulunmamaktadır.
Vergi Usul Kanunu’nda açıklanmış amortisman yöntemleri, normal amortisman yöntemi ve azalan bakiyeler usulüyle (hızlandırılmış) amortisman yöntemi olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
Normal amortisman uygulaması Vergi Usul Kanunu’nun 315’inci maddesinde, azalan bakiyeler usulü ile amortisman uygulaması ise aynı kanunun mükerrer 315’inci maddesinde düzenlenmiştir. Hepinizin bildiği üzere amortisman oranları, Maliye Bakanlığı’nca faydalı ömürler dikkate alınarak belirlenmektedir.
26.10.2021 Tarihinden İtibaren Uygulanmak Üzere AMORTİSMAN UYGULANMASINA Yenilikler Getirildi.
Gün esasına göre ve amortisman süresini daha uzun tutma:
7338 sayılı kanunun 34 üncü maddesiyle eklenen fıkra; Yürürlük: 26.10.2021) Dileyen mükellefler, amortisman işlemine, işletme aktifine yeni kaydedilecek iktisadi kıymetler (ikinci fıkra kapsamındakiler hariç) için bunların kullanıma hazır olduğu tarihte başlayıp ve her bir hesap dönemi için kıymetin aktifte kaldığı süre kadar gün esasına göre amortisman ayırabilir. Sürenin gün olarak hesaplanması için Hazine ve Maliye Bakanlığınca tespit ve ilan edilen faydalı ömür süreleri üçyüzaltmışbeş ile çarpılır.
(7338 sayılı kanunun 34 üncü maddesiyle eklenen fıkra; Yürürlük: 26.10.2021) Mükellefler, Hazine ve Maliye Bakanlığının iktisadi kıymetler için tespit ve ilan ettiği faydalı ömürlerden kısa olmamak üzere amortisman süresini, her yıl için aynı nispet olmak kaydıyla, belirlemekte serbesttir.
Şu kadar ki, bu süre Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenen sürenin iki katını ve elli yılı aşamaz. Mükellefler bu tercihlerini iktisadi kıymetin envantere alındığı geçici vergi dönemi sonu itibarıyla kullanırlar. Bu şekilde belirlenen amortisman süresi ve oranı izleyen dönemlerde değiştirilemez.
Azalan bakiyeler yöntemi, ilk yıllarda daha yüksek amortisman gideri yazılmasını sağlar, bu da vergi matrahını düşürerek erken dönemde vergi avantajı yaratır.
Vergi Usul Kanunu’nun 315’inci maddesine göre normal amortisman yönteminde ayrılacak amortisman tutarı, amortismana tabi iktisadi kıymetin ilgili genel tebliğlerde tespit edilen faydalı ömrü ve normal amortisman oranı dikkate alınmak suretiyle her yıl eşit tutarlarda olacaktır.
Finansal kiralama yoluyla edinilen bir varlığın amortismanı, varlığın ekonomik ömrü veya kira sözleşmesi süresi dikkate alınarak hesaplanır. Eğer kira süresi ekonomik ömürden kısa ise, genellikle kira süresi esas alınır.
Azalan bakiyeler usulüne göre amortisman yönteminde; her yıl, üzerinden amortisman hesaplanacak değer, evvelce ayrılmış olan amortismanlar toplamının tenzili suretiyle tespit olunur. Bu usulde amortisman süresi normal amortisman nispetlerine göre hesaplanacak ve de bu sürenin son yılına devreden bakiye değerin, o yıl içinde tamamen yok edilmesi gerekecektir. Bu usulde uygulanacak amortisman oranı % 50’yi geçmemek üzere normal amortisman oranının iki katıdır.
Vergi Usul Kanunu’nun 320’nci maddesine göre mükellefler, iktisadi ve teknik bakımdan bütünlük teşkil eden kıymetler için normal veya azalan bakiyeler usulü ile amortisman yöntemlerinden yalnız birisini uygulayabilirler ve amortismana tabi iktisadi kıymetlerine uygulayacakları amortisman yöntemini diledikleri şekilde belirleme hakkına sahiptirler.
Ancak, bir iktisadi kıymet için normal amortisman yöntemine göre amortisman ayrılmasına başlandıktan sonra bu yöntemden dönülemez. Dolayısıyla bu cümlenin karşıt anlamı da, azalan bakiyeler yönteminden normal amortisman yöntemine geçilebileceğidir.
Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 315’inci maddesinde açıklanan azalan bakiyeler usulüyle amortisman uygulamasında, herhangi bir iktisadi kıymet için sınırlama getirilmemiştir. Sadece bu yöntemde amortisman oranının % 50’yi aşamayacağı belirlenmiştir. Ayrıca, 333 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde gayrimaddi haklar için azalan bakiyeler yöntemiyle amortisman uygulanamayacağı şeklinde bir açıklama da yoktur.
Bununla beraber 1 sıra numaralı Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğinde 26 numaralı maddi olmayan duran varlıklar hesap grubunda yer alan iktisadi kıymetlerin sadece normal amortisman yöntemiyle itfa edileceği açıklanmıştır. Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğindeki bu açıklamalar nedeniyle maddi olmayan duran varlıklara azalan bakiyeler yöntemiyle amortisman ayrılamayacağı yönünde görüşler vardır.
Ancak yukarıda yer alan bu görüşlere katılmak mümkün değildir. Vergi Usul Kanunu’nun 327’nci maddesinde özel maliyet bedelleri için yapılan özel düzenleme hariç, kısıtlayıcı herhangi bir düzenleme mevcut değildir. Kanunda yer almayan bir sınırlama eğer kanunda açık bir şekilde Maliye Bakanlığı’na yetki verilmeyen bir durumda Bakanlığın genel tebliğ ile de sınırlama getirilmesi mümkün değildir.
Maliye Bakanlığı, Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğlerini Vergi Usul Kanunu’nun 175 ve mükerrer 257’nci maddelerinden aldığı yetkilere istinaden yayımlamıştır. Söz konusu maddelerde Maliye Bakanlığı’na muhasebeye ilişkin usul ve esasları belirleme yetkisi verilmiştir. Bu maddelerle değerleme ya da amortisman hükümleri konusunda verilen bir yetki yoktur. Sadece amortisman mevzuu ile ilgili olarak Vergi Usul Kanunu’nun 315 ve 318’inci maddelerinde Maliye Bakanlığı’na amortisman nispetlerini tespit etme yetkisi verilmiştir.
Özel Maliyetler ve Azalan Bakiyeler Amortisman:
Yasal Çerçeve:
VUK Madde 327‘ye göre, özel maliyetler kira süresi boyunca eşit yüzdelerle itfa edilir. Örneğin, 5 yıllık bir kira sözleşmesi için her yıl %20 oranında amortisman uygulanır.
Azalan bakiyeler yöntemi, VUK Mükerrer Madde 315‘te düzenlenir ve yalnızca maddi duran varlıklar için geçerlidir. Özel maliyetler, maddi olmayan duran varlıklar veya özel bir kategori olarak değerlendirildiğinden bu yönteme uygun değildir.
Özelgeler:
Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından verilen çeşitli özelgelerde, özel maliyetlerin azalan bakiyeler yöntemiyle itfa edilemeyeceği açıkça belirtilmiştir:
25.11.1985 tarihli, 88208 sayılı özelge: Özel maliyetler için azalan bakiyeler yönteminin kullanılamayacağı ifade edilmiştir, ancak gerekçe detaylandırılmamıştır.
03.12.1997, 09.12.2004 ve 21.05.2010 tarihli özelgeler: VUK Madde 327’de “eşit yüzdelerle” ifadesinin eşit tutarları kastettiği belirtilmiş ve özel maliyetlerin düz amortisman yöntemiyle (eşit miktarlarda) itfa edilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
Sonuç olarak, kanun, tebliğ, sirküler, özelge vs herhangi bir yasal düzenlemede, finansal kiralama yoluyla elde edilen iktisadi kıymetler için hızlandırılmış amortisman uygulanıp uygulanmayacağı yönünde bir düzenleme ve açıklama yer almamaktadır.
Keza finansal kiralama yoluyla elde edilen iktisadi kıymetler için amortisman süresi finansal kiralama sözleşmesine konu ATİK için belirlenen oranlar dahiline amortismana tabi tutulur.
Bu kapsamda, mükellefler finansal kiralama sonucunda aktifleştirdikleri gayri maddi hak bedelleri üzerinden azalan bakiyeler usulüyle amortisman ayırmalarına engel yasal bir düzenleme olmaması nedeniyle bu yöntemle amortisman ayırabilirler.
DENETİMİ
-25 li hesaplarda yer alan Duran Varlık alışlarının fatura bilgileri ile karşılaştırılması yapıldı mı? Alınan duran varlıkların amortismanına ilişkin olarak VUK 333, 339 ve diğer Genel Tebliğlerinde yer alan faydalı ömür sürelerine uygun amortisman ayrılmış mı?
Duran varlıkların aktife alındığı yılın sonuna kadar duran varlığın alımına ilişkin her türlü kredi vs. üzerinden hesaplanan faiz, vade farkları, kur farkları vs. gibi mali yükler duran varlığın maliyetine dahil edilmiş mi?
2-Mükellefin sabit kıymetlerine ait detay liste ile defter kayıtları karşılıklı kontrol edilmelidir.
a-Amortisman listesindeki maliyet bedelleri ile defter kayıtları kontrol edilmeli,
b-Faydalı ömür süresinin bitip bitmediği, amortisman ayrılıp ayrılmadığı,
c-Dönemsel veya yıllık amortisman giderlerinin mizanda yer alan amortisman giderleri karşılıklı kontrolü,
d-Amortisman oranlarının kontrolü,
e-Binek araçlara kıst amortisman yapılıp yapılmadığı, (Kıst aracın ilk yıl ayrılamayan kısmının son yılda giderleşip giderleşmediği) kontrol edilmelidir.
Sonuç:Sabit kıymet listesi mizanda yer alan duran varlık hesapları ile uyumlu/ uyumlu olduğu/olmadığı tespit edilmiştir. Mizanda yer alan amortisman giderleri ile amortisman tablosu uyumlu/uyumlu değildir.
3-Kiralanan gayrimenkullerin geliştirilmesi veya ekonomik değerinin sürekli olarak artırılması amacıyla yapılan giderler özel maliyet bedeline alınmış mı? Alınan bu bedellerin itfasında kira süresine uyulmuş mu? Kira kontratı ile uyumlu olup olmadığının kontrolü yapıldı mı?
a-Kiralanan gayrimenkullerin geliştirilmesi veya ekonomik değerinin sürekli olarak artırılması amacıyla yapılan giderler özel maliyet bedeline alınmış mı?
b-Alınan bu bedellerin itfasında kira süresine uyulmuş mu? Kira kontratı ile uyumlu olup olmadığının kontrolü yapıldı mı? 10 yıllık kiralama söz konusu ise amortisman oranı %10 alınacak olup, 5 yıl sabit değildir.
c-Bazı kira sözleşmelerinde sürenin bir yıl olarak belirlenmesi ile birlikte sözleşmenin taraflarca her yıl yenilendiği görülmektedir. Bu durumda, işin gerçek mahiyeti gereği sözleşmenin süresi belli olmayan bir sözleşme olarak kabul edilmesi gerekmektedir.
d-Gelir İdaresi Başkanlığının genel kabul görmüş görüşüne göre özel maliyet bedellerinde itfa süresi aktifleştirildikleri yıldan başlamak üzere, kiralama süresi olup, söz konusu bedellerin kira süresi içinde eşit yüzdelerle itfa edilmesi gerekir.
e-Kira süresi devam ederken yeni bir harcama yapılması durumunda katlanılan özel maliyetlerin kalan kira süresine bölünerek itfa edilmesi gerekir.
f-Eşit yüzdelerle itfa ifadesinden “azalan bakiyeler” yöntemine göre amortisman ayrılmayacağı ifade edilmektedir.
Bilgi, paylaştıkça çoğalan bir hazinedir…
Yusuf KILIÇ
SMMM- VERGİ MÜDÜRÜ