Kurumsallaşma, iş dünyasında sürdürülebilirliğin ve güvenilirliğin anahtarıdır. Ancak çoğu zaman yalnızca prosedürler, yazılı kurallar ya da organizasyon şemalarıyla sınırlı bir kavram gibi görülür. Oysa gerçek kurumsallaşmanın temelinde üç kritik unsur yer alır. Bunlar ,kurumsal risk yönetimi, iç kontrol ve iç denetimdir. Bu unsurların etkin şekilde işlemesinin ardında ise en az sistemler kadar değerli bir unsur ise deneyimli ve bilgili insanlardır.
Risk yönetimi, şirketin geleceğini görme ve yönlendirme kapasitesidir. Fakat riskleri doğru tespit edip yönetmek, yalnızca teknik analizlerle değil, tecrübeli yöneticilerin ve uzmanların vizyonuyla mümkündür. Krizleri fırsata çevirebilmek ya da tehditleri önceden fark edebilmek için rakamların ötesinde sezgiye, analitik bakışa ve deneyime ihtiyaç vardır.
Risk yönetimini insanlar yapacağı için firma için en hayati olaylardan bir taneside deneyimli insanlar ile çalışmaktır.Deneyimsiz insanlar ile çalışmak ise , yanlış dokdorun verdiği ilaçlar ile tedavi olduğunu sanmaya benzemektedir.Hasta her gün ölüme gidiyor ama farkında değil misali….
İç kontrol, kurumsallaşmanın omurgasını oluşturur dedik. Fakat bu omurga, bilgili ve sorumluluk bilincine sahip çalışanların katkısıyla sağlamlaşır. Görev dağılımını doğru yapmak, kaynakların etkin kullanımını sağlamak ve şeffaflık kültürünü yaygınlaştırmak yalnızca prosedürlerle değil, bu prosedürleri uygulayan insanların niteliğiyle de mümkündür.Bu insanları kazanmalı ve değer verilmelidir.Çünkü işin ehli ve başarılı insalar her yerde iş bulabilirler ,ancak firmanızın o kalitedeki insanları bulması ise zor ve zaman alıcı olur.
İç denetim aslında kurumun vicdanıdır. Denetimin değer yaratabilmesi için denetçilerin tarafsız, donanımlı ve cesur olması gerekir. Deneyimli yönetici ve iç denetçiler, sadece eksikleri tespit etmez, aynı zamanda yönetim için yol gösterici olur, çözüm üretir ve kurumsallaşma sürecine stratejik katkı sağlarlar.
Kurumsallaşma yolunda ilerlemek isteyen firmalar için şu adımlar kritik öneme sahiptir:
- Deneyimli insan kaynağına yatırım yapılmalı ve Sadece genç ve dinamik değil, aynı zamanda tecrübeli ve bilgeliğiyle yol gösterecek kadroları da bünyeye katılmalıdır.Firmanın beyni konumundaki insanlar kalıcı olmasına dikkat edilmeli ve ödüllendirmeler yapılmalıdır.
- Risk yönetimini bir prosedür değil, kültür haline getirilmeli, tüm çalışanların risk farkındalığını artıracak eğitimler düzenlenmelidir.
- İç kontrol mekanizmalarını sürekli gözden geçirilmeli ve Kağıt üzerinde değil, günlük iş akışında işleyen kontroller yapılmalıdır.
- İç denetimi cezalandırıcı değil, geliştirici bir araç olarak kullanın. Denetim raporları sadece sorunları değil, çözüm önerilerini de içerecek şekilde düzenlenmeli ve eksiklikler zamanında yerine getirilmelidir.
- Şeffaflık ve hesap verebilirliği kurum kültürüne yerleştirilmeli, Yönetimden en alt kademeye kadar herkesin sorumluluk bilinciyle hareket etmesi sağlanmalıdır.
- Sürekliliği sağlayın. Risk yönetimi, iç kontrol ve iç denetim süreçlerini belli dönemlerde değil, kesintisiz olarak işletmeye çalışılmalıdır.
- Teknoloji ve insan gücünün birleştirin ve Dijital sistemlerle deneyimli kadroları buluşturarak en etkin çözümlerin üretilmesi sağlanmalıdır.
Kurumsallaşma yalnızca bir sistem değil, aynı zamanda bir insan emeği ve bilinç yolculuğudur. En sağlam süreçler bile, deneyimli ve bilgili insanların katkısı olmadan etkili olamaz. Şirketler geleceğe güvenle yürümek istiyorsa, hem sisteme hem de insana yatırım yapmayı aynı anda başarmalıdır.İNSANA YATIRIM YAPMAYI BİLMEYENLER UZUN VADEDE HEP KAYBETMİŞLERDİR.
Mehmet Cevat Kerem
Mali Müşavir