Değerli paydaşlar !
Hepimizin bildiği üzere Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde Faaliyet gösteren gelir ve Kurumlar vergisi mükellefleri ile TGB Yönetici şirketlerinin, münhasıran bu bölgede ki yazılım, tasarım ve ar-ge faaliyetlerinden elde ettikleri kazançlar 4691 Sayılı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu Geçici 2.Maddesi kapsamında 31.12.2028 tarihine kadar gelir ve kurumlar vergisinden istisna tutulmuştur.
Söz konusu Teknopark KV Kazanç istisnası uygulama esasları “1 Seri Nolu KV Genel Tebliğinin ” “5.12.2 Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanununda Yer Alan İstisna” başlığında detaylı olarak örneklerle açıklanmıştır. Bununla birlikte söz konusu istisna ve uygulaması ile ilgili çok fazla tereddüt bulunmakta olup, bu tereddüt ve sorulara dair farklı tarihlerde birçok idare görüşü bulunmaktadır.
İstisna uygulaması ile ilgili en çok tereddüt yaşanılan huşulardan bir tanesi de Kur Farklarının istisna kapsamında değerlendirilip, değerlendirilemeyeceği konusudur. Konuya ilişkin olarak;
– 1 Seri Nolu Tebliğin 5.12.2.4 Nolu İstisna Kazanç Tutarının Tespiti başlığında ; nakitlerin değerlendirilmesi sonucu oluşan faiz gelirleri, yabancı para cinsinden aktifler dolayısıyla oluşan kur farklarının istisna kapsamında değerlendirilemeyeceği açıklanmıştır.
– Gelir İdaresi Başkanlığı’nın farklı tarihlerde vermiş olduğu Muktezalarda Kur farklarının kazanç istisnası kapsamında değerlendirilemeyeceği belirtilmiştir.
Ancak, kur farkı gelir-giderlerinin aslında satışın bir parçası (vade farkı) olarak değerlendirildiğinde, satış yapılan cari hesaplara ilişkin kur farklarının istisna kapsamında değerlendirilmesinin daha adil ve hakkaniyetli olacağı kanaatindeyim.
Öte yandan, nakit yönetimi kapsamında banka ve diğer hazır değerlerde yer alan döviz bakiyelerinden kaynaklanan kur farklarının Teknopark KV kazanç istisnası kapsamında kesinlikle değerlendirilemeyeceği açık ve nettir.
Zira 1 Seri Nolu Muhasebe Uygulamaları Genel tebliğinde; Yurt dışı satışlarından kaynaklanan cari döneme ait kur farkı gelirlerinin “ 601 Yurt Dışı Satış gelirlerinde” takip edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Tekdüzen hesap planında satışlar hesabında takip edilen gelir kaleminin istisna kapsamında değerlendirilmesi gerektiği kanısındayım. Aksi halde yurt dışı satışı olarak görünen tutarın istisna kapsamı dışında tutulması vergi mükellefine yersiz vergi yükü ve zul olduğunu düşünüyorum.
Örneğin; XYZ Yazılım A.Ş. 31 Temmuz 2024 tarihinde 1 Milyon USD tutarında yurt dışına yazılım geliştirme faturası düzenledi. Bu satışa ilişkin tahsilat ta 31 Ocak 2025 tarihinde tahsil edilmiş olsun. İlgili satış işleminin ; 31 Temmuz tarihinde ki TL karşılığı 33.085.500 TL iken, 31 Aralık 2024 tarihinde 35.280.300 TL yapmaktadır.
Firmanın gelir tablosu hesaplarına baktığımızda aşağıda ki bakiyeleri görmekteyiz;
601 Yurt Dışı Satışlar : 35.280.300,00 TL
– Yurt Dışı Satışlar = 33.083.500,00 TL
– İhracat Kur Gelirleri = 2.196.800,00 TL
Bu örneğimizde, şirketin Teknopark KV Kazanç istisnasına 33.083.500,00 TL’yi mi konu etmelidir, yoksa 35.280.300,00 TL’yi mi konu etmelidir ?
Gelir İdaresi görüşleri 33.083.500,00 TL’yi konu etmemiz gerektiğini söylüyor, ancak 35.280.300,00 TL’nin kazanç istisnasına konu edilmesinin daha adil ve hakkaniyetli olacağı çok açıktır. Bu konuyla ilgili olarak yersiz düzenlenen vergi cezalarının dava konusu edilebileceğinin mutlaka göz önünde bulundurulması gerektiğini düşünüyorum
Umarım Gelir İdaresi Başkanlığı yetkilileri “adil vergi sistemi çerçevesinde” gerekli mevzuat değişikliği / idare görüşlerinde revize yaparak “Cari hesaplara ilişkin Oluşan Kur Farklarının Teknopark Kazanç İstisnasına Konu Edilmesi” yönünde uygulamanın önünü açar.
Sevgi ve Saygılarımla..
Gökhan Kasap